Jessica’nın öyküsü

Skleroderma, sevdiğiniz bazı şeyleri bir daha yapamamak anlamına gelebilir. Monica, yeni şeyleri sevmeye kendisini nasıl alıştırdığını anlatıyor.

Anna, belirtilerine rağmen sevdiği şeyleri yapabilmeye devam etmek için hayatını nasıl adapte ettiğini anlatıyor.

Tanı aldıktan sonra Michael, eşi ve köpekleriyle yeni bir yere taşındı. İçinde bulunduğu anı yaşamanın onu nasıl mutlu ettiğini anlatıyor.

Kimse sklerodermaya yakalanabileceğini aklına getirmez. Doris, belirsizlik yerine yaşadığı ana odaklanmanın önemine dikkat çekiyor.

Skleroderma belirtileri moralinizi bozabilir. Alex, bu durumdan nasıl kurtulduğunu ve hayattan nasıl keyif aldığını anlatıyor.

Pozitif kalmak zor olabilir, ancak Mandy iyimser olmak için elişi ve yaratıcılığa başvuruyor.

Hastalıktan korkmak çok doğaldır ancak Mike ve eşi Alison birbirlerine destek olarak, çevrelerine hem umut hem de örnek oluyorlar.

Sklerodermanın bazı belirtileri kolayca gözden kaçabilir. Susan, skleroderma ile olan deneyimlerinin ona neler öğrettiğini anlatıyor.

Pozitif düşünmek, sklerodermanın önünüze koyduğu engelleri aşmanıza yardımcı olabilir. Maria, bakış açınızı değiştirmenin öneminden bahsediyor.

Belirtiler herkesi farklı şekilde etkiler. Lorraine, aktif bir yaşam tarzı sürdürebiliyor ve skleroderma tanısına rağmen spor dersleri vermeye devam ediyor.

Skleroderma size hayatınızdaki en önemli mesele gibi gelebilir. Grazia, ailesine vakit ayırma korkusunu nasıl aştığını anlatıyor.

Güvenli bir yere sahip olmak, sklerodermanın sebep olduğu stres ile mücadelede yardımcı olabilir. Rute, plajın kendisini nasıl rahatlattığından bahsediyor.

Tanıya rağmen Teresa, seyahat etmeye ve edindiği yeni deneyimleri önemsediği kişilerle paylaşmaya devam ediyor.

Joep, hayata çözüm odaklı yaklaşıyor. 3D yazıcı teknolojisini kullanarak, günlük yaşamında sklerodermanın etkilerini hafifletecek yeni araçlar üretiyor.